Adli yardıma erişmek pek çok kişi için zor olabilir. Kimileri hukuk hizmetlerinin ya aşırı pahalı olduğunu ya da yalnızca büyük şehirlerde mevcut olduğunu düşünürken kimileri de hukuki sorunlarının bir avukatın dikkatini çekecek kadar önemli olmadığına inanır. Bir avukata danışma düşüncesi ise özellikle aile veya toplum baskısından korkanlar için tereddüt edici olabilir. Ayrıca, bazı kişiler ücretsiz adli yardım sunan barolara ulaşma imkanına sahip olmayabilir. Tüm bu faktörler, insanların ihtiyaç duydukları ve hakları olan yardımı almalarına sıklıkla engel olmaktadır.
Tüm bu faktörlere karşın, Türkiye’de adli yardım özellikle de kırılgan nüfus için artık çok daha erişilebilir. Yukarıda bahsedilen engelleri ortadan kaldırmak ve ulaşılması zor bölgeler için mobil bir hukuki destek hizmeti geliştirildi. Bu hizmet, çocuk ve kadınların yanı sıra mültecilerin, göçmenlerin ve sığınma talebinde bulunan kişilerinde içinde yer aldığı, hizmetlere erişimleri sınırlı olabilen ve kırılgan konumdaki gruplara ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu girişim ile adli yardım daha erişilebilir ve ulaşılabilir hale gelirken bireylerin de, kendilerini yardım almaktan alıkoyan zorlukları aşma konusunda güçlendirilmesini sağlıyor.
Şubat 2023’te yaşanan depremlerde 5,4 milyonu çocuk olmak üzere 15 milyonun üzerinde insan acil desteğe ihtiyaç duyar hale geldi. Pek çok aile yalnızca evini değil aynı zamanda hukuki destekte dahil olmak üzere temel hizmetlere erişiminlerini kaybetti. UNICEF, hukuki yardım ve koruma konusunda oluşan bu acil ihtiyaçlar karşısında, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ortaklığıyla Depremden Etkilenen Çocuklar ve Bakımverenleri için Hukuki Güçlendirme, Yardım ve Koruma (LEAP) programını geliştirdi.

LEAP, depremden etkilenen aileler, özellikle de afet sonrasında karmaşık hukuki sorunlarla karşı karşıya kalan çocuklar ve bakımverenleri için bir kurtarıcı bir hizmet işlevi taşıyor. LEAP programı, her biri ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaç duydukları hukuki desteği almalarını sağlamak üzere tasarlanmış dört temel bileşen çerçevesinde faaliyet gösteriyor. Öncelikli olarak, LEAP ücretsiz hukuki yardım sunarak maliyetlerin adalet önünde bir engel oluşturmamasına odaklanıyor. Ulaşılması zor alanlarda yaşayan kişilere doğrudan hukuki yardım götürme amacıyla mobil olarak hukuki danışmanlık sağlanmasıda yine projenin bir diğer önemli odak noktası. İnsanların haklarını anlamalarına yardımcı olarak onlara bir platform yaratmak amacı güden proje hukuki güçlendirme ve savunuculuk kavramlarının tam olarak anlaşılmasını sağlamayı hedefliyor. Son olarak ise LEAP, sosyal çalışmacılar ve saha çalışanları gibi hukuk alanı dışında kalan çalışanların kapasitelerini arttırmaya yönelik hizmetler sunarak onların hukuki anlamda güçlük yaşayan bireylere daha iyi destek sunabilmelerini amaçlıyor.
Bu yaklaşım, LEAP’in Baro avukatları ve diğer hukuk uzmanlarından oluşan ekibinin, afet sonrasında hiç kimsenin geride bırakılmadığından emin olarak kırılgan bireylerle bağlantı kurmasına ve onlara destek olmasına olanak tanıyor. LEAP’in öne çıkan bileşenlerinden biri, depremden etkilenen illerdeki çocuklar ve bakımverenlerine yerel Baro avukatları aracılığıyla ücretsiz hukuki danışmanlık sağlayan ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki ulaşılması zor yerleşim yerlerine ve konteyner alanlara ulaşan mobil bir birim olan Yolda Adli Yardım Servis Aracı (YASA) girişimi. Mayıs 2024’ten itibaren hizmet vermeye başlayan YASA, şu ana kadar Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve Hatay’da 1.139’un üzerinde bireye ulaşarak onlara velayet, sigorta, miras vb. hukuki konularda yardımcı oldu.
YASA’dan hizmet alan pek çok faydalanıcı için aldıkları hizmet gerçek anlamda bir dönüşüm sağladı. Örneğin, üç çocuğuyla birlikte konteyner kentte yaşayan Selma, bulunduğu konteyner kentte yaşayanlar için açılan bir WhatsApp grubu sayesinde YASA’dan haberdar olmuş. 21 yıldır evli olan ve boşanma işlemleri konusunda sorun yaşayan Selma adli yardıma nasıl başvuracağını ve erişeceğini bilmiyormuş. Yaşadığı süreç hakkında konuşan Selma, “Bizim için avukat tutmanın maddi olarak imkânsız olacağını sanıyorduk ama ücretsiz olduğunu duyunca hemen aklımdaki soruları sormaya geldim. Avukat, adım adım ne yapmam gerektiğini anlattı. Şimdi sorunlarımla nasıl başa çıkacağımı biliyorum” diyerek YASA’dan aldığı desteği anlatıyor.

İnsanların hayatları üzerinde böyle bir etki yaratmak projede çalışan avukatları da mutlu ediyor. Programın avukatlarından Helin Sağlam, düşüncelerini “Kendim de depremden etkilendiğim için başkalarına yaşadıkları hukuksal zorluklar konusunda yardımcı olmak benim için çok büyük bir motivasyon kaynağı. Sunduğumuz hukuki çözümlerin, bizi toplum olarak daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz” sözleriyle dile getiriyor.


LEAP, çocuk koruma ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede de etkili oldu. Eylül 2023’ten bu yana, program, üçte biri mülteci çocuklardan oluşan toplam 1,000’in üzerinde çocuğa 639 adli yardım davasında destek oldu. Söz konusu davaların %18’ini erkek ve kız çocuklarına veya kadınlara yönelik şiddetle ilgili konular kaplıyor. Bu da kırılgan konumdaki bireyleri korumada adli yardımın rolünün ne kadar kritik olduğunu gösteriyor.

LEAP, ilerleyen dönemlerde daha geniş bir nüfusa ulaşarak çocukların ve bakımverenlerinin kendilerine sunulan ücretsiz hukuki destek hizmetleri hakkında farkındalıklarını artırmayı hedefliyor. Bölgede depremin yaraları sarılmaya devam ederken, LEAP’in sağladığı adli yardım ve YASA aracı ile verilen hukuki danışmanlık gibi ücretsiz hizmetler yalnızca hukuki destek anlamında değil umuda ve güçlenmeye ihtiyaç duyanlara da yol göstermede rol oynuyor.
Kırılgan Aileler için Yaşam Destek Hattı
Altı çocuğu ve engelli eşi ile Adıyaman’da yaşayan Suriyeli bir kadın danışan ile, ailesi için ek bir konteyner edinmekte zorlandığı için YASA avukatlarına danışmaya geldiğinde konuşma fırsatı bulduk. Uzun süredir bu konuda cevap bulamayan 12 kişilik aile, YASA avukatlarının desteğiyle bu taleplerine ilişkin bir dilekçe yazarak, gerekli başvurularını tamamladılar. Harekete geçme konusunda kendini daha güçlü hisseden kadın, aldıkları yardıma ilişkin düşüncelerini şöyle anlatıyor: “Avukatların yanından ayrıldığımda kendimi rahatlamış ve çözüm bulmuş hissettim. Artık böyle bir sorunumuz olduğunda dertlenmek yerine ne yapacağımı çok iyi biliyorum.”

LEAP ve YASA aracı, bu örneklerdekiler gibi pek çok bireyin ve ailenin depremin ardından ayakta kalmak için verdiği mücadeleye destek sağlayarak, toparlanma sürecinde alınan hukuki güçlendirmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. LEAP, yapılan çalışmalarla çocuklar da dahil olmak üzere, ailelerinin adalete erişebilmelerini, haklarını öğrenebilmelerini ve en zorlu durumlarda bile daha iyi bir gelecek inşası için çalışabilmelerini sağlıyor.
Çocuklar için Ortaklık
LEAP’e benzer şekilde, UNICEF ve TBB arasındaki bu başarılı ortaklığın bir diğer ürünü de ÇABA Programı. Her iki program da aynı iş birliğinden kaynaklanmakla birlikte, hedefleri birbirinden ayrılıyor: LEAP depremden etkilenen nüfuslara hukuki yardım, güçlendirme ve koruma sağlamaya odaklanırken, ÇABA çocuk haklarını geliştirmek için avukatların ve baroların kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor. Bu programlar, ABD Hükümeti, Japon Hükümeti (GoJ), Uluslararası İsveç Kalkınma İş birliği Ajansı (SIDA), Samenwerkende Hulporganisaties (SHO), UNICEF Belçika Milli Komitesi ve Avrupa Birliği’nin (AB) çok değerli katkıları sayesinde geliştirilmiştir.